Farabi İslam’ın Altın Çağı olarak anılan 8 ve 13. yüzyıllar arasına denk gelen 870 – 950 yılları arasında yaşamış ünlü filozof ve bilim insanıdır. Batı’da bilinen adı Alpharabius‘tur. Özellikle mantık alanında yaptığı çalışmalar nedeniyle Orta Çağ İslam filozofları tarafından Muallim-i Sani (İkinci Öğretmen) olarak anılmıştır. Muaallim-i Evvel ise, Aristo’dur.
Farabi hayatı
Tam adı Ebu Nasr Muhammed bin Muhammed el-Farabi’dir. Bazı kaynaklar Büyük Horasan’daki Faryab’ta bazı kaynaklar ise; Kazakistan toprakları içerisinde yer alan Farab kentinde veya bu kentin yakınındaki Vesic’te doğduğunu ileri sürmektedir.

Farabi’nin kökeni hakkında Farslı veya Türk olduğu ile alakalı ihtilaf mevcuttur. Ancak yaygın görüşe göre ailesi İran asıllı olmakla beraber sonrada Türkistan’a göçmüşlerdir. Doğum tarihi tam olarak bilinmemekle beraber 871 veya 872 yıllarında doğduğu tahmin edilmektedir.
‘Sevginin kurduğu devleti adalet devam ettirir.’
General bir babanın oğlu olan Farabi ilköğrenimini Farab ve Buharada tamamladı. 901 yılında ise; tahsilinin geri kalanını devam ettirmek için Bağdat’a gitti. 942 yılına kadar burada kaldı. Burada kaldığı bu uzun süre boyunca İlim ve teknoloji hakkında çok şeyler öğrendi. Bunu yanı sıra birkaç dil konusunda da kendini geliştirdi.
Bağdat’ta bulunan Hristiyan alimlerden Yuhanna bin Haylan’dan mantık dersleri aldı. Farabi’nin anlatımına göre hocası Yuhanna bin Haylan, dünyevi zevklerden uzaklaşmış, kendisini kiliseye ve dinî görevlere vermiş bir rahipti. Onunla birlikte Aristo mantığı üzerine çalıştı ve kendini geliştirdi. Onun bu çalışmaları, İslam dünyası ile Yunan felsefesi arasında ki ilk bağlantıları oluşturur.
Her ne kadar mantık ilmine yaptığı katkılar ile bilinse de Farabi Fen bilimleri üzerine de çalışmalar yapmış, Sosyoloji, Tıp, Matematik ve Müzik alanlarına da ilgi duymuştur.
İslami Mantık alanında ki çalışmalarına yoğunlaşmış, İslamı akıl ile bağdaştırmaya çalışarak bu alandaki ilk çalışmalara yer vermiştir. Bu da onun İslam dinine Felsefi bir nitelik kazandırma çabası içerisinde olduğunu göstermektedir.
Farabi’nin 951 yılında Suriye sınırları içerisinde yer alan Şam beldesinde hayatını kaybettiği düşünülmektedir.
Fârâbi;
‘İyi bir insan öldüğünde ona ağlamayın. Asıl onu kaybeden topluma ağlayın.’
Eserleri ve çalışmaları
- El-Medînetü’l-Fâzıla
- Es-Siyâsetü’l-Medeniyye
- Kitâbü’l-Mille
- İhsâ’ü’l-‘Ulûm
- Tahsîlu’s-Sa’âde
- Et-Tenbîh ‘alâ Sebîli’s-Sa’âde
- Fusûlü’l-Medenî
- El-Cem’ Beyne Re’yeyi’l-Hakîmeyn
- El-İbâne ‘an Garazi Aristotâlîs fî Kitâbi Mâ Ba’de’t-Tabî’a
- Me’âni’l-‘Akl
- Risâle fîmâ Yenbagi en Yükaddem Kalbe te’allümi’l-Felsefe
- ‘Uyûnü’l-Mesâ’il
- Fusûsü’l-Hikem
- Et-Ta’lîkat
- Kitâbü’l-Hurûf
- Kitâbü’l-Burhân