Tac Mahal Nerede?
Tac Mahal, Büyük Babür Kralı Şah Cihan’ın üçüncü eşi Mümtaz Mahal’e karşı beslediği sevgiden ötürü yaptırdığı bir eserdir. Günümüzde Hindistan’ın Agra şehrinde bulunmaktadır.
Tac Mahal Hikayesi
Günlerden bir gün Şah Cihan pazarda gezerken, Mümtaz Mahal’i görür ve kendisine deliler gibi âşık olur ve onunla evlenmek ister. Mümtaz Mahal, rivayetlere göre o kadar güzel bir kadınmış ki Ay’ın parlaklığı ve güzelliği bile onun ile yarışamazmış. Bu güzelliğin karşısında kendisinden etkilenmiş olan kral ile de evlenmeyi kabul etmiştir.
Mümtaz Mahal, düzenli olarak pazara iner halk ile konuşur, onların dertlerini dinler ve onlara elinden geldiğince yardım ederdi. Yetimlerin, öksüzlerin ve yardıma muhtaç olanların listesini yapar ve onlara erzak ile para yardımı yapardı. Yapmış olduğu bu iyilikler sonucunda da hem halk tarafından hem de eşi Şah Cihan tarafından çok sevilirdi.
Şah Cihan, tahttaki 3. senesinde, bazı ayaklanmaların çıkması ve diğer birkaç sorun nedeni ile dönemin başkentine savaşmaya gitmek zorunda kalmıştı. Savaşa gitmek için hazırlanırken aynı zamanda eşi Mümtaz Mahal’in hamileliğini de düşünmekteydi. Çükü eşi kendilerinin 14. çocuğuna hamileydi. Mümtaz Mahal eşini ve ülkesini o kadar severdi ki hamile olmasına rağmen eşi ile sefere gitmek istedi. Savaş alanına gelindiğinde kral eşine özel bir çadır yaptırtmıştır. Kral hem savaş ile hem de eşi ile aynı anda ilgilenmiştir. Eşinin durumunu düzenli olarak kontrol etmiştir.
Yine savaş alanında iken krala eşinin doğum yaptığı haberi gelir ve acele ile kral eşinin çadırına gider. İçeri girdiğinde ise kendisinin bir kız çocuğu olduğunu görür ve mutlu bir şekilde eşinin baş ucuna çöker. Ancak bir sorun vardır ki eşi doğum nedeni ile yorgun ve hasta düşmüştür. O zamanın şartları nedeni ile de iyileşemeyip doğumdan bir gün sonra vefat eder. Bu ani vefat kralı o kadar üzer ki kral çadırına çekilir ve tam 8 gün boyunca çadırdan çıkmayıp ağlar. 8 günün ardından kral çadırından çıkınca, komutanların söylediğine göre saçının beyazları 8 yılda artacak kadar artmış ve yüzünde ki kırışıklar da 8 yılda artacak kadar yine artmıştır. Kral neredeyse tam 8 yıl daha da yaşlanmıştır. Böyle büyük bir sevgi beslerken eşinin kollarında vefat etmesi kral için büyük bir üzüntü olmuştur.
Savaşın bitmesi ile sarayına tekrar dönen kral, eşi için güzel, görkemli ve dünyada eşi benzeri olmayan bir anıt yaptırmak istemiştir. Bu isteği üzerine ahaliye ve diğer ülkelerdeki mimarlara haber salınıp anıt için projeler istenilmiştir.
Haberin tüm yerlere gitmesinin ardından, kral neredeyse tam 2 bin proje incelemiş ve eşi için en güzel anıtı yaptırmak için rivayete göre işçisi ve mimarları ile tam 20 bin kişi çalıştırmıştır. Anıt için özellikle Türkiye ve İran’dan özel mermerler ve taşlar getirilmiştir. Taşların taşınılması için de bin fil kullanılmıştır. Taşların hepsi özel işlemeli ve değerli taşlardır.
Kral, eşi Mümtaz Mahal’in vefat ettiği yerden Agra’ya neredeyse 700 kilometre uzaklıktaki sarayına getirilmesi emretmiştir. Mümtaz Mahal’in bedeni gömüldüğü yerden çıkarılıp kralın emrettiği gibi Agra’ya getirilmiştir. Halk tarafından çok sevilen ve saygı duyulan Mümtaz Mahal’in bedeni, ağıtlar ve törenler ile karşılanmıştır. Hatta şehirde o kadar büyük kalabalık olmuştur ki neredeyse tüm yollar askerler ve ağıt yakanlar ile dolmuştur.
Tac Mahal’in Mimarisi
Kral, eşi için yaptıracağı Tac Mahal’in dünyada eşi benzeri olmamasını ve dünyadaki cennet olarak adlandırılabilmesi için hayran bırakacak bir güzellikte ve mimari de olmasını istiyordu. Kralın bu istekleri yukarıda da bahsedildiği gibi birçok işçi ve mimar tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta rivayete göre anıtın kubbesi Mimar Sinan’ın öğrencisi olan İsmail Efendi tarafından yerden yüksekliği yaklaşık olarak 82 metre olarak inşa edilmiştir. Ayrıca, anıtın dört tarafına da dönemin hattatlarından olan Settar Efendi tarafınca Yasin Suresi’nin tamamı yazıldığı bilinmektedir.
Tac Mahal’in mimarisine bakıldığında içerisinde eşsiz bir güzellik gizlidir. Çünkü günün belli zamanlarında mermerlerin ışığı farklı renklerde yansıtması ile anıt, farklı renklerde görülmektedir. Örneğin sabahın ilk ışıkları altında anıt tatlı bir pembe, öğleden sonra süt beyazı ve gün batımında da etrafına pırıltılar saçan altın renginde görülür. Rivayetlere göre de renklerin bu vakitlerde belli renklerde görülmesi için mermerler özel olarak dizayn edilmiştir. Çünkü o renklere bakan kral, yansıyan renkler ile Mümtaz Mahal’in yaşarken o saat dilimlerinde sahip olduğu ruh halini ansımasak istemiştir.
Tac Mahal Hakkında İlginç Bilgiler ve Efsaneler
Tac Mahal’in inşası bittikten sonra Mümtaz Mahal, anıtın içerisine defnedilmiştir. Kral anıtın tam karşısına da kendisi için siyah mermerden olacak şekilde bir özel anıt yaptırmak istemiştir. Ancak bu fikri bir türlü gerçekleşmemiştir.
Aradan birkaç yıl geçtikten sonra kral, akli dengesini kaybetmesi gerekçesi ile oğlu tarafından tahtan indirilerek Agra Kalesi’ne hapsedilir. Ömrünün geri kalanını da hapsedildiği zindanın küçük camından hayatının aşkı için yaptırdığı Tac Mahal’i izleyerek geçirir. Birkaç yılın ardından da dönemin büyük Babür kralı Şah Cihan hayata gözlerini kapatır ve oğlu tarafından eşi için yaptırdığı anıtın içerisine eşinin tam yanına defnedilir.
Bugün Tac Mahal içerisinde bulun kabirler, Şah Cihan ile Mümtaz Mahal’e aittir. Dönemin kralının büyük sevdası ve aşkı ile yaptırdığı anıt hem kendi için hem de eşi için kendilerine mezarlık olmuştur ve bizlere de bakılıp hayret edilecek bir sanat eseri olarak kalmıştır.
Ek olarak, Sah Cihan’ın Tac Mahal’in inşasını gerçekleştiren mimarların ve işçilerin böyle bir güzelliği başka yerde yapması engellemek için hepsinin ellerinin kestirilmesi emrini verdiği rivayeti de uzmanlar tarafından yalan ve iftira bir rivayet olarak belirtilmiştir. Bu rivayetin ortaya atılmasının nedeni bu yapıya olan değerin azalması ve gereken değerin yapıya verilmemesinin istenilmesidir.
Sonuç olarak bu yapı UNESCO’nun tarafından Dünya Miras Listesi’nde yer almaya hak kazanmıştır. Hem mimarisi hem de sanat eserinin yapılma amacı ile bizleri kendisine hayran bırakmıştır.
Bu yapı hakkında doğal olarak birçok rivayet de mevcuttur. Bunlardan birini yukarıda ki paragrafta açıklamıştık. Bir diğer rivayet ise İskelelinin sökülmesi rivayetidir. Tac Mahal’in kubbesinin yapımında kubbeyi desteklemek için kullanılan iskelenin sökülmesi gerekliydi. Ancak iskelenin, kubbenin kendisinden çok daha maliyetli olduğu da biliniyordu ve sökülmesinin belki de tam olarak 5 yıl alacağı söyleniyordu. Ancak kral, anıtın bir an önce tamamlaması ve eşinin en erken vakitte anıta defnedilmesi istiyordu. Bu neden ile iskelenin hızlıca sökülmesi için herkese bir haber yayılmasını emretti. Yayılan haberin sonucunda ise iskele sadece bir gecede tamamen söküldü ve Tac Mahal’in inşası bitti.
Bu haber rivayetlere göre değerli olan iskelenin sökülmesi için çalışan her bir kişi, iskeleden ne söktüyse kendine alabileceği haberiydi. Bu haberi duyan herkes değerli taşları sahiplenebilmek için birleşip bir gecede normalde 5 yılda sökülmesi planlanan iskeleyi sökmüşlerdir.
Son rivayet ise yukarıda konusu geçen siyah mermerli anıt ile ilgilidir. Yukarıda kralın da kendisine özel bir anıtı Tac Mahal’in karşısına yaptırmak istediğini ancak bir türlü olmadığını söylemiştik. Bunun nedeni de oğlu tarafından tahtan indirilmesi olduğu söylenmektedir. Hatta inşaatın yarıda kaldığı da söylenmektedir. Çünkü arkeolojik kazılarda anıtın karşısında siyah mermerlere rastlanılmıştır.